19 Ekim 1987 Pazartesi günü dünya borsalarının kısa bir zaman zarfında büyük değer kayıpları yaşaması sonucunda o güne Kara Pazartesi ismi verilmiştir. Düşüş Hong Kong borsasında başlamış, zaman farklarıyla sırasıyla düşüşleri Avrupa borsaları ve ABD izlemiştir. Gün sonunda Dow Jones Borsası 508 puanlık düşüşle %22.6 değer yitirmiştir. Ekim ayı sonunda Hong Kong borsası %45.8, Avustralya‘da %41.8, İspanya‘da %31, Birleşik Krallık‘ta %26.4, ABD‘de %22.68, Kanada‘da %22.5 değer kaybederken, Yeni Zelanda‘da %60’lık düşüşün geri alınması yıllar almıştır.
Kara Pazartesi, bir günde borsaların tüm zamanların en çok değer yitirdiği gündür.
Kara Pazartesi döneminde Dow Jones Endeksinin Grafiği
Kara Pazartesini Anlamak
14 Ekim 1987 Çarşamba günü Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi finansal birleşmeler ve LBO (kaldıraçlı satınalımlar) ile ilgili vergi avantajını azaltacak vergi tasarısını onayladı. Aynı gün ABD Ticaret Bakanlığı tarafından beklenmedik bir seviyede dış ticaret açığı verisi yayınlanınca ABD doları üzerinde bir baskı oluştu, bu baskı borsalarda negatif etki yarattı. Bu olumsuz haberler sonucunda Dow Jones Endeksi 95.46 puanlık düşüşle (-%3.81) kapattı. Bu düşüş iki gün daha sürdü ve Cuma günü seans kapanışında da %4.6’lık bir düşüş yaşadı.
ABD ekonomisinin etkilendiği bu haftada borsalar üzerinde negatif yönlü baskı da artmıştı. Kara Pazartesi olarak adlandırılan 19 Ekim 1987 günü borsalar açıldığında alış emirleri ile satış emirleri arasındaki hacim farkı hisse senedi fiyatlarını çok hızlı bir şekilde aşağı çekti. Çok kısa süre içerisinde Dow Jones endeksi %22.6 , S&P 500 endeksi %20.4 ve Nasdaq endeksi %11.3 değer kaybı yaşadı.
Borsalardaki hızlı düşüşün en önemli sebeplerinden biri, 1976 yılında Mark Rubinstein ve Hayne Leland tarafından geliştirilen bilgisayar programıydı. Bu program, portföy yöneticisinin, hisse senetlerini satması gerekmeden, portföyün hisse senedi fiyatlarının düşmesi nedeniyle yaşayabileceği kayıpları sınırlamayı amaçlıyordu. Bu program bu dönemde belirli zarar hedeflerinin tutturulduğunda hisse fiyatlarını düşürerek yaşanacak zararı minimumda tuttu. Ancak atlanılan bir durum vardı. Bu da programa dayalı satışların bir domino etkisine dönüşmesi ve bu domino etkisinin artmasıyla panik satışlarının da hızlanmasıydı. Bireysel yatırımcılarında düşüşten daha az etkilenmek için hisselerini satmaya başlaması, önü alınamayacak bir düşüşü gerçekleştirmiş oldu.
Tekrar Yaşanabilir mi?
Teknik açıdan böyle bir düşüşün tekrar yaşanmayacağını söylemek kesinlikle imkansızdır. Ancak borsalarda bu denli hızlı düşüşlerin önüne geçilmek için bazı teknikler geliştirilmiştir. Bu tekniklerin en başında devre kesici gibi panik satışların önüne geçecek mekanizmalar vardır. S&P 500 bir işlem günü içinde %7’den fazla düşerse, işlemler 15 dakika boyunca durdurulur ve yeniden başlatılır. Buna Seviye 1 devre kesici denir. Piyasa daha da düşerse ve günlük açılıştan farkı %13’e ulaşırsa tekrar durdurulur. Buna ise Seviye 2 devre kesici denir. 15 dakikalık bir aradan sonra işlemler yeniden başlatılır. Fiyattaki düşüş piyasa açılışına kıyasla %20 seviyesine ulaşırsa işlemler günün geri kalanı için durdurulur. Buna Seviye 3 devre kesici denir.
Ancak devre kesici sistemler dahi borsalardaki düşüşü önleyemez sadece hızını yavaşlatır. Bunun en güzel örneği Covid-19 etkisiyle borsalar üzerinde negatif yönlü büyük bir baskı ile karşılaştığımız 2020 ilk çeyreğini verebiliriz. Ülkemizde de var olan devre kesici sistem, %20’lik devre kesme oranından bu süreçte %10 ‘a , ancak bu devre kesme oranı hisselerdeki hızlı düşüşün önüne geçememiş, özellikle havacılık sektörü bu süreçte negatif etkilenmiştir. Küresel bir krize yol açan Covid-19 salgını da Kara Pazartesi gibi ülke ekonomilerinin ne kadar içiçe geçtiğini bir kez daha kanıtlamış oldu.
Kara Pazartesi ve Diğer Çöküşlerden Alınacak Dersler Nelerdir?
Bu noktada en işe yarayacak önlemlerden biri planlı bir yatırım yaparak alım-satım stratejisi oluşturmak olarak düşünebiliriz. Piyasa çöktüğünde ve birçok yatırımcı panik satışı yaptığında, sakin, rasyonel kalmak ve duygusal kararlar almaktan kaçınmak önemlidir. Uzun vadeli bir yatırım planı veya alım satım stratejisi oluşturmak, dürtüsel kararlar vermenizi engelleyeceğinden çok önemlidir.
Dikkate alınması gereken diğer bir durum ise zarar-kes olarak kabul edilebilir. 1987 yılında domino etkisi yaratan program tabanlı zarar-kes aslında doğru planlandığında yatırımcı lehine olan bir stratejidir. Ani ve yıkıcı düşüşlerde zararı minimumda tutmayı amaçlar.
Yatırım yaparken, borsa veya diğer yatırım araçlarındaki ani değer kayıplarından en az zararla etkilenmenin bir diğer yolu ise portföy çeşitliliğinin doğru ayarlanmasına dikkat edilmesidir.
Geçmiş borsa çöküşleri incelendiğinde, bu yıkıcı borsa çöküşlerinin hep kısa süreli olduğunu ve ekonomik olarak piyasaların daha sonrasında toparlanma eğilimine girdiğini kolayca görebiliriz.
1915 ve 2020 yılları arasında Dow Jones Endüstri Ortalaması’nın performansı
Diğer Kara Pazartesiler…
Büyük Buhran (1930)
Birinci Dünya Savaşı sonrasında şirketlerin ekonomik olarak ayakta kalabilmeleri adına birleşmeleri ve tekelleşmeleri, sınırlı sayıda holding tarafından ekonominin neredeyse yarısının yönetilmesi ABD’de krizin patlak vermesinin ilk sebebiydi. Bununla birlikte, banka yapılanmalarında yaşanan problemler de Buhranın yaşanmasının diğer bir sebebiydi.
Subprime Mortgage Krizi (2008)
ABD konut balonunun patlamasının ardından borsalar çökmeye başladı. Bu çöküşün sonucunda, 2000’lerin sonu ve 2010’ların başında Büyük Durgunluk yaşandı.
Covid-19 Pandemik Krizi (2020)
Koronavirüs pandemisi ve petrol fiyatı savaşıyla körüklenen bu çöküş Büyük Durgunluk’tan bu yana ABD borsası için en kötü gündür. Bu tarihte, 2008’den bu yana en büyük tek günlük düşüş yaşandı.