Bu yazımızın konusu finansal okuryazarlık konusunda çocukları ve gençleri nasıl eğitebileceğimiz…
İnsanların, yetişkinlik dönemlerindeki davranışlarının ve alışkanlıklarının küçük yaşlardaki tecrübelere dayandırıldığı gerçeğinden hareketle finansal davranış biçimi de çocuk yaşlardan itibaren oluşmaya başlıyor. Parayla ilişkiler, paranın önem düzeyi, paranın yönetilmesi gibi davranış biçimlerinin şekillendirilmesinde, çocukların aileden aldıkları eğitimin önemi çok büyük. En basit düzeyde paranın neden önemli olduğu, paranın nasıl kazanıldığı, nasıl ve nerelerde harcanması gerektiği çocuklara ailelerinden aşılanan olgulardır. Ailelerin çocuklara tasarrufu ve yatırımı öğretmesinin ne kadar önemli olduğu ve nasıl yapılması gerektiğine dair bir yazı kaleme almıştık.
Şimdi konuyu bir kademe daha ileriye taşıyalım. Ve çocukların ve hatta gençlerin topluma ve ülke ekonomisine faydalı bir birey olarak yetiştirilmesi için gerekli olan finansal okuryazarlık konusunda neler yapılabileceğine değinelim. Öncelikle uzmanlara göre; 3 yaşından itibaren ‘az-çok’ kavramını algılayabilen çocuklar, sayı-rakam ve para konusundaki ilk bilgileri 5 yaşında algılayabiliyor. Harçlık mantığı ise 7 yaşında oturmaya başlıyor. Yapılan araştırmalar, çocuklarda bir şeylere sahip olma, biriktirme, hedefi algılama ve hedefe ulaşma, sorumluluk, seçim yapma gibi duyguların okul öncesi dönemde gelişmeye başladığını ortaya koyuyor. Finansal okuryazarlıkla doğrudan ilgili olan bu davranış ve duyguların okul öncesi çağda gelişiyor olması, finansal konularda eğitimin çocuk yaşlarda verilebileceği sonucunu doğuruyor.
Finansal okuryazarlıkla ilk tanışma aracı: Para
Finansal okuryazarlık kavramının en temelinden, yani paradan başlamak gerekiyor… Parayla çocukların ilk tanışması genelde taleplerinin karşılanması hususunda anne ve babalarından duydukları ucuz ve pahalı kavramlarıyla oluyor. Burada finansal okuryazarlık için sıklıkla kullanılan alım gücü hususunda tecrübeler ve söylemlerle ilk kez karşılaşıyorlar. İstedikleri bir malın ya da hizmetin karşılığı olan paranın anne ve babasında olup olmadığı alım gücü kavramının; o şeyin ucuz ya da pahalı olması ekonomik değer kavramının çocuklardaki ilk yansıması oluyor. Her zaman olduğu gibi burada ebeveynlerin özellikle de çocuklarını reddetmek zorunda kaldıklarında bunun nedenini doğru açıklaması, konuyu duygusal boyuta taşımaması büyük önem taşıyor. Pedagoji biliminin alanına giren hususları bir kenara bırakırsak; finansal değer, gelir, harcama, tasarruf gibi kavramaların çocuklara ya da gençlere doğru açıklaması ebeveynlerin dikkat etmesi en önemli ayrıntıların başında geliyor.
Finansal okuryazarlık adına temel seviye olarak nitelendirebileceğimiz değer, gelir, gider, harcama, tasarruf ve hatta yatırım gibi kavramlara karşı çocuklara kazandırılan bilinç düzeyi aile ve toplum adına olumlu sonuçlar doğurabiliyor. Farkında olarak, bilinçli bir şekilde ve önemseyerek ancak finansal gerekçeleri dayatmadan çocuklara verilen finansal okuryazarlık eğitimi bireyin ilerleyen yaşlardaki parayla olan ilişkisinin temellerini oluşturuyor. Bir başka deyişle özellikle de çocukların taleplerini reddederken eğer gerekçe finansal ise bunun açıklanması finansal okuryazarlık adına çocuklara verilen eğitimin ilk adımı oluyor.
Okul hayatı ve harçlık kavramı
Okul hayatıyla birlikte çocukluk döneminde edinilen finansal tecrübelere harçlık kavramı ekleniyor. Harçlıkları çocukların para yönetimi ve paraya dair kendi kararlarını verebilmesini sağlayan bir kavram olarak ele almak gerekiyor. Her ailenin kendi finansal gerçeklerine, yaşam şartlarına uygun miktarlarda harçlık vermesi önem taşıyor. Miktarından çok sosyal şartların net bir şekilde açıklanması ve çocuğun arkadaşlarıyla bu konuda bir kıyasa girmesinin önüne geçilmesi gerekiyor. Burada üzerinde durulması gereken konu harçlığın miktarı değil; paranın doğru bir şekilde kullanılmasını sağlamaktır. Ve ayrıca harçlığın düzenli olarak verilmesi, parayla henüz yeni tanışan ve giderleri çok da değişken olmayan çocukların parayı daha etkin yönetebilmesine yardımcı olacaktır. Uzmanlarca harçlık hususunda en sık yapılan tavsiye ise harçlığın yani paranın bir ödül ya da ceza unsuru olarak lanse edilmemesidir.
Gençlik dönemi: Tasarruf, bütçe kavramları ile son sınav
Gençliğe geçiş dönemini, bireylerin kendi parasını kazanmaya başlamadan önceki son yıllar olarak ele almak gerekiyor. Finansal okuryazarlık adına en önemli kavramlar olan tasarruf ve yatırım konularının bu dönemde aşılanması büyük önem taşıyor. Hayatları boyunca finansal ihtiyaçları ebeveynleri tarafından karşılanan gençlerin, tasarruf bilincine erişmesi sağlanmalı ki tasarruflarından yatırıma yönelebilsinler. Bu süreçte gençler, ihtiyaçlarını doğru belirlemesi, önceliklendirmesi, bütçesini ayarlaması gibi davranışlara sevk edilmeli. Bütçesini aşacak bir harcama için birikim yapmasının şart olduğu aktarılmalı. Birikime teşvik etmek amacıyla gençlerin harçlıklarından yarattıkları bütçelere küçük katkılar yaparak bu konuda motivasyonları artırılmalı.
Şu yazılar da ilginizi çekebilir:
4 Adımda Çocuğunuza Birikim ve Yatırım Bilincini Nasıl Kazandırırsınız?
Finansal Okuryazarlık Düzeyinizin Sınırlarını Belirleyin